KURAN TİLÂVETİ YADA VAAZ ESNASINDA BAĞIRIP ÇAĞIRAN, RAKS (DANS) EDEN, GÖĞÜSLERİ YUMRUKLAYAN BÖYLECE AŞIRIYA GİDİP YALANCI BİR İMAN VE TAKVA GÖSTERİŞİ YAPIP ŞEYTANIN VESVESELERİNE VE YOLUNA UYAN SOFİLERE, HARİCİLERE, ŞİA’YA, RUHBANLARA VE BİDAT EHLİNE REDDİYE :
بسم الله الرحمن الرحيم
أَنَّهُ حَذَّرَهُمُ الْبِدَعَ وَأَعْلَمَهُمْ أَنَّهَا ضَلَالَةٌ، فَكُلُّ مَنْ عَمِلَ عَمَلًا أَوْ تَكَلَّمُ بِكَلَامٍ لَا يُوَافِقُ كِتَابَ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ، وَلَا سَنَةَ رَسُولِهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَسُنَّةَ الْخُلَفَاءِ الرَّاشِدِينَ، وَقَوْلَ صَحَابَتِهِ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ فَهُوَ بِدْعَةٌ، وَهُوَ ضَلَالَةٌ، وَهُوَ مَرْدُودٌ عَلَى قَائِلِهِ أَوْ فَاعِلِهِ، وَمِنْهَا أَنْ عِرْبَاضَ بْنَ سَارِيَةَ قَالَ: «وَعَظَنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَوْعِظَةً بَلِيغَةً ذَرَفَتْ مِنْهَا الْعُيُونُ، وَوَجِلَتْ مِنْهَا الْقُلُوبُ» قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ الْحُسَيْنِ: فَمَيِّزُوا هَذَا الْكَلَامَ، لَمْ يَقُلْ: صَرَخْنَا مِنْ مَوْعِظَةٍ، وَلَا زَعَقْنَا، وَلَا طَرَقْنَا عَلَى رُءُوسِنَا، وَلَا ضَرَبْنَا عَلَى صُدُورِنَا، وَلَا زَفَنَّا، وَلَا رَقَصْنَا كَمَا فَعَلَ كَثِيرٌ مِنَ الْجُهَّالِ، يَصْرُخُونَ عِنْدَ الْمَوَاعِظِ وَيَزْعَقُونَ، وَيَنْغَاشُونَ، وَهَذَا كُلُّهُ مِنَ الشَّيْطَانِ يَلْعَبُ بِهِمْ، وَهَذَا كُلُّهُ بِدْعَةٌ وَضَلَالَةٌ، يُقَالُ لِمَنْ فَعَلَ هَذَا: اعْلَمْ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَصْدَقُ النَّاسِ مَوْعِظَةً، وَأَنْصَحُ النَّاسِ لِأُمَّتِهِ، وَأَرَقُّ النَّاسِ قَلْبًا، وَأَصْحَابُهُ أَرَقُّ النَّاسِ قُلُوبًا، وَخَيْرُ النَّاسِ مِمَّنْ جَاءَ بَعْدَهُمْ، وَلَا يَشُكُّ فِي هَذَا عَاقِلٌ، مَا صَرَخُوا عِنْدَ مَوْعِظَتِهِ، وَلَا زَعَقُوا، وَلَا رَقَصُوا، ⦗٩٨⦘ وَلَا زَفَنُوا، وَلَوْ كَانَ هَذَا صَحِيحًا لَكَانُوا أَحَقَّ النَّاسِ بِهَذَا أَنْ يَفْعَلُوهُ بَيْنَ يَدَيْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَلَكِنَّهُ بِدْعَةٌ وَبَاطِلٌ وَمُنْكَرٌ،
İmâm el Âcurri rahimehullâh “Kitâbu’l Erbaîne Hadis’de” şöyle demiştir:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ümmetini bidatlerden sakındırmıştır, ve onlara bidatlerin sapıklık olduğunu öğretmiştir. Allah azze ve cellenin kitâbına, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine, Râşid halifelerin sünnetine yada Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabına uymayan her amel ve söylenen her söz sapıklıktır ve sözü söyleyene, yada ameli yapana iade edilecektir (yani Allah katında reddedilecektir) İrbâd bin Sâriye (radıyallahu anh) hadisinde olduğu gibi : İrbâd bin Sâriye radıyallahu anh şöyle demiştir: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize (Sahabelere) etkileyici bir vaaz verdi öyleki vaazın etkisinden gözler yaşardı ve kalpler ürperdi. Bu sözü iyi anlayın! Cahillerin çoğunun yaptığı gibi Biz Vaazın etkisinden bağırdık, çığlık attık, başlarımıza vurduk, göğüslerimize vurduk, kendimizi sağa sola attık yada dans ettik demiyor. O Cahiller vaaz esnasında bağırıyorlar, çığlık atıyorlar ve düzenbazlık yapıyorlar. Bunların hepsi şeytandandır şeytan bunları kullanarak onlarla oynuyor. Bunlar Bidat ve Sapıklıktır. Böyle yapana denilir ki: Bilki Nebî sallallahu aleyhi ve sellem vaazında en doğru sözlü olandır ve ümmetine en nasihat edendir (en etkileyici ve en çok onların hayrını isteyen) ve insanların içinde kalbi en yumuşak olandır. Ashabıda Onlardan sonra gelenlerin içinde en Yumuşak kalplileri ve en hayırlılarıdır. Akıl sahibi hiç kimse bundan şüphe etmez. Onlar böyle olmalarına rağmen Vaaz esnasında bağırıp çagırmadılar ve hoplayıp zıplamadılar. Eğer bu doğru bir amel olsaydı Sahabeler Resulullahın sallallahu aleyhi ve sellemin vaazı esnasında bağırıp çağırmaya, raks etmeye insanların en layık olanlarıydılar, Ancak bu Bidat, Batıl ve Münkerdir.
حَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ، عَنْ جُوَيْبِرٍ، عَنِ الضَّحَّاكِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّهُ بَلَغَهُ: أَنَّ قَوْمًا يَذْكُرُونَ اللَّهَ قِيَامًا فَأَتَاهُمْ، فَقَالَ: مَا هَذِهِ الذِّكْرَى؟ قَالُوا: سَمِعْنَا اللَّهَ يَقُولُ: {يَذْكُرُونَ اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَى جُنُوبِهِمْ} [آل عمران: ١٩١]، فَقَالَ: «إِنَّمَا هَذَا إِذَا لَمْ يَسْتَطِعِ الرَّجُلُ أَنْ يُصَلِّيَ قَائِمًا صَلَّى قَاعِدًا
Abdullah (bin Mesud) radıyallahu anh bir topluluğun ayakta zikir yaptığını öğrendi onlara geldi ve dedi ki : Bu zikirde nedir ? dediler ki : Biz Allah’ın şu ayetini işittik : Onlar Allah’ı ayakta, otururken ve yanları üzere uzanırken zikrederler (Ali İmran 191) İbn Mesud radıyallahu anh dedi ki : bu ayet Ayakta namaz kılmaya güç yetiremeyenin, oturarak kılması hakkındadır.
(İbn Ebî Şeybe, Musannef)
عَنْ عَامِرِ بْنِ عَبْدِ اللهِ بْنِ الزُّبَيْرِ، قَالَ: ” جِئْتُ أَبِي فَقَالَ: أَيْنَ كُنْتَ؟ فَقُلْتُ: وَجَدْتُ أَقْوَامًا مَا رَأَيْتُ خَيْرًا مِنْهُمْ، يَذْكُرُونَ اللهَ تَعَالَى فَيَرْعَدُ أَحَدُهُمْ حَتَّى يُغْشَى عَلَيْهِ مِنْ خَشْيَةِ اللهِ تَعَالَى، فَقَعَدْتُ مَعَهُمْ، قَالَ: لَا تَقْعُدْ مَعَهُمْ بَعْدَهَا، فَرَأَى كَأَنَّهُ لَمْ يَأْخُذْ ذَلِكَ فِيَّ، فَقَالَ: رَأَيْتُ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَتْلُو الْقُرْآنَ، وَرَأَيْتُ أَبَا بَكْرٍ وَعُمَرَ ⦗١٦٨⦘ يَتْلُوَانِ الْقُرْآنَ فَلَا يصِيبُهُمْ هَذَا، أَفَتَرَاهُمْ أَخْشَعَ لِلَّهِ تَعَالَى مِنْ أَبِي بَكْرٍ، وَعُمَرَ، فَرَأَيْتُ أَنَّ ذَلِكَ كَذَلِكَ، فَتَرَكْتُهُمْ
Âmir bin Abdullah bin Zübeyr dedi ki : Babamın yanına geldim bana dedi ki : Neredeydin ? dedim ki : Hayırlı bir topluluk gördüm Allah’ı zikrediyorlardı, içlerinden birisi Allah’a olan saygısından bayılana kadar, titredi (bağırıp çağırdı) bende onlarla oturdum. Babam (radıyallahu anh) dedi ki : Bundan sonra onlarla oturma , Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemi Kur’an okurken gördüm aynı şekilde Ebû Bekir ve Ömeride Kur’an okurken gördüm onlar böyle yapmıyorlardı senin o gördüklerin Ebu Bekir ve Ömer’den daha mı Allah’a karşı huşu içindeler!. Sonra ben onları aynı şekilde yine gördüm ve onları terk ettim.
(Hılyetul Evliyâ)
عَنْ مَعْمَرٍ , قَالَ: تَلَا قَتَادَةُ {تَقْشَعِرُّ مِنْهُ جُلُودُ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ , ثُمَّ تَلِينُ جُلُودُهُمْ وَقُلُوبُهُمْ إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ} [الزمر: ٢٣] قَالَ: «هَذَا نَعْتُ أَوْلِيَاءِ اللَّهِ نَعَتَهُمُ اللَّهُ أَنْ تَقْشَعِرَّ جُلُودُهُمْ , وَتَبْكِي أَعْيُنُهُمْ , وَتَطْمَئِنَّ قُلُوبُهُمْ إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ , وَلَمْ يَنْعَتْهُمْ بِذَهَابِ عُقُولِهِمْ , وَالْغَشَيَانِ عَلَيْهِمْ , وَإِنَّمَا هَذَا فِي أَهْلِ الْبِدَعِ وَهَذَا مِنَ الشَّيْطَانِ»
Katade rahimehullâh “Rablerinden korkarak derileri ürperir sonra Allah’ın zikriyle kalpleri yatışır (Zümer süresi) ” ayetini okudu ve dedi ki :
Bu Allah dostlarının vasıflarıdır, Allah onları derilerinin ürpermesi, gözlerinin yaşarması ve kalplerinin Mutmain olmasıyla vasfetmiştir. Onları çığlık atıp, şuurlarının gitmesiyle, bayılmaları ile vasfetmemiştir bu Bidat Ehlinin işidir ve şeytandandır.
(Abdurrezzak ve Said bin Mensur tefsirlerinde)
___________________________________________
Selefi Salihin’den Bu naklettiklerim ve bunun gibi rivayetler çoktur, “Allah onlara ve bize merhamet etsin” onlar Allah’ın zikri esnasında Cildleri ürperir, Gözleri yaşarır ve Kalpleri yumuşardı.
Sûfiler, Hariciler, Şia’lar ve Ruhbanlar ise Zikir ve Meviza esnasında bağırıp, çağırır, raks edip, bayılırlar bunları Bidat ve Sapıklıktır.
Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi saptırma, bize tarafından bir rahmet bağışla. Hiç kuşku yok, lütfu bol olan yalnız sensin.
الحمدلله رب العالمين
Ebû Abdullah Ahmed bin Muhammed.
“SÛFİLERE REDDİYE “BAĞIRIP, ÇAĞIRMAK VE HADDİ AŞMAK”” üzerine bir yorum