Kategori arşivi: Fıkıh

Fıkıh

KUR’ANDAKİ GENEL İFADELER KULLÎMİDİR.

بسم الله الرحمن الرحيم

 

Bâzı Kavrâmlar :

 

  1. بيان عام – Aam beyân.
  2. بيان خاص – Hâs Beyân. 

BEYÂNI ÂAM NE DEMEK ? : Beyân, bildiri, açıklama anlamına gelmektedir. Âam ise : Genel demektir. Buna göre Beyânı Âam : Genel Bildiri, Genel Açıklama anlamına gelir, Kur’anda ise Genel olarak Emredilen , Genel olarak Yasaklanan , Genel olarak Haber verilen , Kur’an’ın Vaazlerinde Anlatılan genel Kavramlar kastedilir bu kapsamda örnekleri aşağıdaki zikredeceğim inşaallah. 

BEYÂNI HÂS NE DEMEK : Beyan önce belirttiğimiz gibi bildiri ve açıklama anlamına gelmektedir. Hâs ise genel olarak Özel, Ayrıcalıklı ve Tek gibi anlamlara gelmektedir Buna göre Beyânı Hâs  : Özel bildiri, Ayrıcalıklı bildiri, Belli kesime hitap eden bildiri anlamına gelmektedir.


Beyânı Âam yâni , Genel beyânın ve Beyânı Hâs yani, Özel Beyânın  ne anlama geldiği anlaşıldığına göre Kur’an’ı kerîmdeki Âam  Beyânlar , Âam mıdır ? Yoksa Hâsmıdır konusuna geçebiliriz. 

KUR’ANDAKİ GENEL İFADELER KULLÎMİDİR. yazısına devam et

MAHKEMEDE ŞAHİTLERİN TAŞIMASI GEREKEN ŞARTLAR

بسم الله الرحمن الرحيم

 

المسلم

Müslüman

البالغ

Ergenlik çağına ermiş.

العقل

Aklı yerinde.

الحر

Hür/Köle olmayan

الناطق

Lal olmayan/Konuşan

المعروف النسب البصير،

Gözü gören

الذي ليس بوالد المشهود له

Lehine Şahitlik yapilan kişinin ana babası olmayacak.

ولا ولد

Lehine şahitlik yapılan kişinin çocuğu olmayacak.

ولا أخ

Lehine şahitlik yapılan kişinin kardeşi olmayacak.

ولا أجير

Lehine şahitlik yapilan kişinin işçisi olmayacak.

ولا زوج

Lehine şahitlik yapılan kişinin eşi olmayacak.

ولا خصم

(Aleyhine şahitlik yapılanın) hasmı olmayacak.

ولا عدو

(Aleyhine şahitlik yapılanın) Düşmanı olmayacak.

ولا شريك

(lehine şahitlik yapılanın) Ortağı olmayacak.

ولا وكيل

(lehine şahitlik yapılanın) vekili olmayacak.

ولا جار بشهادته إلى نفسه شيئا

Şahitliğiyle kendine bir pay alan komşu olmayacak.

ولا يكون صاحب بدعة

Bidat ehli olmayacak.

ولا شاعر يعرف بإذاية الناس

İnsanara eziyet vermekle bilinen (hicveden) şair olmayacak

ولا لاعب بالشطرنج يشتغل

Satranç oynamakla iştigal etmeyecek.

ولا شارب الخمر

İçki içmeyecek.

ولا قاذف للمسلمين

Müslümanlara kara çalan (iftira atan) olmayacak.

ولم يظهر منه ذنب

Günahlar işleyen biri olmayacak.

وهو مقيم عليه صغير أو كبير،

Seferi olmayacak, Küçük yada büyük şehirlerde ikamet edecek

وهو ممن يؤدي الفرائض ويتجنب المحارم

Farzları yerine getiren ve haramlardan uzak duran biri olacak.

İbnul Munzîr rahimehullâh dedi ki :

وأجمعوا على أن شهادة جائزة، يجب على الحاكم قبولها، إذا كانا رجلين، أو رجلًا وامرأتين

İlim ehli İcma etmiştir ki : Bu vasıflara sahip olan şahitler İki Erkek yada Bir erkek İki kadın olması halinde şahitlikleri câizdir , Hâkimin onların Şahitliklerinin kabul etmesi vaciptir.

(Kitâbul İcmâ)

 

DARUL KÜFÜRDE ESİR DÜŞÜP YİYECEK, PARA VE GÜZEL MUAMELE KARŞIĞINDA KÂFİRLERİN ORDUSUNDA SAVAŞANIN HÜKMÜ?

بسم الله الرحمن الرحيم

 

قُلْتُ لِأَحْمَدَ لَوْ نَزَلَ عَدُوٌّ بِأَهْلِ قُسْطَنْطِينِيَّةَ، فَقَالَ الْمَلِكُ لِلْأُسَرَاءِ: اخْرجُوا فَقَاتِلُوا، وَاعْطِيكُمْ كَذَا وَكَذَا؟ قَالَ: إِنْ قَالَ لَهُمْ: أُخَلِّي عَنْكُمْ فَلَا بَأْسَ رَجَاءَ أَنْ يَنْجَوْا،

Ahmed’e (İmâm Ahmed bin Hanbel) dedim ki : Eğer düşman (müslümanlar – Yada kafirler) Konstantin’e saldırırsa (ve esir düşerlerse) bunun üzerine kral onlara çıkın (bizim safımızda) savaşın size şöyle ve şöyle vereceğim (mal ve genişlik vs) savaşmaları caiz olurmu ? İmam Ahmed dedi ki : Eğer kral onlara sizi serbest bırakacağım derse savaşıp kurtulmalarında bir beis yoktur.

قُلْتُ: فَإِنْ قَالَ: أُعْطِيكُمْ وَأُحْسِنُ إِلَيْكُمْ؟ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «مَنْ قَاتَلَ لِتَكُونَ كَلِمَةُ اللَّهِ هِيَ الْعُلْيَا» , لَا أَدْرِي

Dedim ki : Peki kral sadece size vereceğim ve size iyi muamele edeceğim dese caiz olurmu ? İmam Ahmed dedi ki : Bilmiyorum Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem kim Allah’ın kelimesi yüce olsun diye savaşirsa demiştir.

(Mesâil Ebû Dâvud es Sicistânî rahimehullah)

الحمد لله رب العالمين

KABİRLERDE KUR’AN OKUMAK CAİZMİ ?

بسم الله الرحمن الرحيم

سَمِعْتُ ابْنَ عُمَرَ، قَالَ: سَمِعْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ: «إِذَا مَاتَ أَحَدُكُمْ فَلَا تَجْلِسُوا، وَأَسْرِعُوا بِهِ إِلَى قَبْرِهِ، وَلْيُقْرَأْ عِنْدَ رَأْسِهِ بِفَاتِحَةِ الْبَقَرَةِ، وَعِنْدَ رِجْلَيْهِ بِخَاتِمَتِهَا فِي قَبْرِهِ»

İbn Ömer’den Nebî sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki : Sizden biri öldüğü zaman, oturmayın hızlıca onu kabrine götürün (defnedin) Baş tarafında ve/veya ayak tarafında Fatiha ve Bakara suresini hatmedin.

(Hallâl ve başkaları rivayet etmiştir, isnadı hakkında konuşulsada ilim ehli bununla ihticac etmiştir, manaen sahihtir)

İbn Ömer vefat ettiği zaman Kabrinin başında Fatiha ve Bakara suresinin okunmasını Vasiyet etmiştir.

Keza İmam Ahmed’den de bun’da sakınca görmediğini dair uzun bir rivayet vardır.

Yahyâ bin Main’e sorulduğunda İbn Ömer’in vasiyetini nakletmiştir.

سَمِعْتُ الْحَسَنَ بْنَ الصَّبَّاحِ الزَّعْفَرَانِيَّ، يَقُولُ: ” سَأَلْتُ الشَّافِعِيَّ عَنِ الْقِرَاءَةِ عِنْدَ الْقَبْرِ فَقَالَ: لَا بَأْسَ بِهِ “

Hasan bin Sabbâh dedi ki : Şafiî’ye Kabrin yanında kuran okumak hakkında sordum dedi ki : Bunda bir sakınca yoktur.

عَنْ ⦗٩٠⦘ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ: «لَا بَأْسَ بِقِرَاءَةِ الْقُرْآنِ فِي الْمَقَابِرِ»

İbrahim (en Nehâi) dedi ki : Kabirde Kur’an okumakta bir sakınca yoktur.

Bu rivayetlerin hepsi Ahmed’in ashabından Merruzinin talebesi Olan Ebu Bekir el Hallâl rahimehullâh ” Kabrin başında kıraat” kitabında nakletmiştir.

Binâen aleyh: Kabirde Kur’an okumakta bir sakınca yoktur.

Allah en doğrusunu bilir

الحمد لله رب العالمين

KURBAN KESMEK FARZMIDIR?

بسم الله الرحمن الرحيم

İbnu’l Munzir rahimehullâh şöyle demiştir :

– باب الأضحية والاختلاف فيها هل تجب فرضاً أم لا

İlim ehlinin kurban kesmenin farz olup olmaması hakkındaki ihitlâfı bâbı :

م ١٦٦٣ – اختلف أهل العلم في الأضحية.

Âlimler kurban kesmenin farz olup olmamasından ihtilaf etmişlerdir.

فقالت طائفة: لا تجب فرضاً ولكنه مندوب إليه، من فعله كان مثاباً، ومن تخلف عنه لم يكن آثماً، وممن كان لا يرى أنه فرضاً، ابن المسيب، وعطاء، وعلقمة، والأسود، والشافعي، وأحمد، وأبو ثور.

Âlimlerden bir gurup şöyle demiştir : Kurban kesmek farz değildir ancak menduptur, kim kurban keserse ona sevap vardır, kimde kurban kesmezse ona günah yoktur. Bu İbnu’l Museyyeb, Ata, Alkame, Esved, Şafii, Ahmed ve Ebû Sevrin görüşüdür.

وروينا أخباراً عن الأول تدل على أن ذلك ليس بفرض، روينا ذلك عن أبي بكر، وعمر وأبي مسعود البدري، وبلال.

Önceden (kitabın önceki kısımlarında) bunun farz olmadığına delil olan haberleri (rivayetleri) Ebu Bekir, Ömer, Ebu Mesud el Bedrî ve Bilâl’den naklettik.

وفيه قول ثان: كان ربيعة، والليث بن سعد يقولان: لا أرى أن يترك الموسر، المالك، لا مرةً الضحية.

Rabîa ve Leys bin Sa’d şöyle derdi :

Varlıklı kişinin kurban kesmeyi terk etmemesi görüşündeyiz.

وقال مالك: لا يتركهما فإن تركها بئسما صنع إلا أن يكون عذرا

Mâlik rahimehullâh dedi ki : Kurban kesmek ancak zarûret halinde terkedilir.

وحكى عن النخعي أنه قال: الأضحى واجب على أهل الأمصار ما خلا الحاج.

Kurban kesmek şehirlerde yaşayanlara vâcibtir (sonda ki yeri anlamadım)

وقال ابن الحسن: الأضحى واجب على كل مقيم في الأمصار إذا كان موسراً.

İbnu’l Hasen dedi ki : Kurban kesmek şehirlerde ikâmet eden herkese her zengine vâciptir.

قال أبو بكر: الأضحى لا يجب فرضا؛ لأن الله عز وحل لم يوجبه، ولا الرسول، ولا أجمع أهل العلم على وجوبه، والديل على أن ذلك لا يجب فرضاً.

Ebû Bekir (İbnul Munzir) dedi ki : Kurban kesmek farz değildir ne Allah azze ve Ne’de Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Kurban kesmeyi farz kılmamıştır, Âlimler’de onun Vâcip olduğunda icmâ etmemişlerdir . Delil onun farz olmadığı yönündedir.

(El İşrâf Ale Mezêhib el Ulemâ)

İMÂM (HALÎFE) OLMADAN CUMA NAMAZI KILINIRMI?

باب صلاة الجمعة بغير أمير

Emîr (Halîfe) olmadan cuma namazı bâbı :

İbnu’l Munzir رحمه الله dedi ki :

مضت السنة بأن الذي يقيم الجمعة هو السلطان، أو من قام بها بأمره

Geçmişten beri sünnet olan cuma namazını Sultan’ın (Halîfenin) ikâme etmesi, yada onun tayin ettiği birinin ikâme etmesidir.

واختلفوا في الجمعة تحضر وليس معهم أمير

İlim ehli cuma emîr (halîfe) olmadan cuma namazının kılınıp kılınmayacağında ihtilaf etti : 

فقال الأوزاعي، وأصحاب الرأي: يصلون ظهراً أربعاً.

İmam Evzâi ve Rey Ashâbı dedi ki : İnsanlar öğlenin dört rekatını kılarlar.

وقال الحسن: أربع إلى السلطان فذكر الجمعة

Hasan (el Basrî) dedi ki : Cuma gününü imâ ederek Sultan (halife gelinceye) kadar Dört rekât (öğle namazı)  kılarlar. 

وقال حبيب بن أبي ثابت: لا تكون جمعة إلا بأمير وخطبة.

Habîb bin Ebî Sâbit dedi ki : Emîr (Halife) ve Hutbe olmadan Cuma namazı olmaz. 

وقالت طائفة: يصلى بهم بعضهم ويجزيهم، هذا قول مالك، والشافعي، وأحمد، وإسحاق، وأبي ثور.

Bir Tâife de dedi ki : Onlardan (o kavimden) bazıları cuma namazı kılar bu onlara (o kavme) yeter, bu Mâlik, Şafii, Ahmed, İshâk ve Ebû Sevrin kavlidir. 

(Kitâbu’l İşrâf ale Mezêhib el Ulemâ)

Özetle: Halife olmadan Cuma namazı kılınması ulema arasında ihtilaflıdır kimisi bazılarının kılması yeterli demiştir, kimisi kılınmaz demiştir, kimisi sadece öğle namazı kılınır demiştir. asl olan halifenin veya halifenin tayin ettiği birinin bu namazı kıldırmasıdır.

İstimnânın hükmü

İstimnânın¹ Hükmü :

İbn Cerîr et- Taberî² dedi ki :

Onlar (ilim ehli) istimnânın hükümü hususunda ihtilaf ettiler.

فقال العلاء بن زياد لا بأس بذلك قد كنا نفعله في مغازينا “حدثنا بذلك محمد بن بشار العبدي قال حدثنا معاذ بن هشام قال حدثني أبي عن قتادة عنه”.

Alâ bin Ziyâd³ dedi ki :

Bunda bir beis yoktur biz² ğazveye çıktığımızda istimnâ yapardık.

وقال الحسن البصري والضحاك٢ بن مزاحم وجماعة معهم مثل ذلك.

Hasan el Basrî, Dahhâk bin Muzâhim ve onlarla birlikte (ilim ehlinden) bir cemaat bunda (istimnâda) bir beis olmadığını söylemiştir.

وقال ابن عباس هو خير من الزناء ونكاح الأمة خير منه.

İbn Abbâs radıyallahu anh şöyle demiştir:

İstimnâ zinâ’dan daha hayırlıdır, Cariye ile nikahlanmak ise istimnâ’dan daha hayırlıdır.

وقال أنس بن مالك ملعون من فعل ذلك.

Enes bin Mâlik şöyle demiştir: Böyle yapan lanetlenmiştir.

٣وقال الشافعي:٤ لا يحل ذلك “حدثنا بذلك عنه الربيع”

Şafii dedi ki : İstimnâ helal değildir.
——————–
1. İstimnâ kişinin cinsel arzularını el ile tatmîn etmesidir.

2. İbn Cerîr , Meşhur Tefsir Sahibi Muhammed bin Cerîr et Taberi’dir.

3. Alâ bin Ziyâd rahimehullâh Tabiinden’dir Tabiinin büyüklerinden ve Sahabeden Ebu Hureyre İmran bin Huseyn gibi başkalarından da hadis rivayet etmiştir.

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem gençlere evlenmeyi tavsiye etmiş, güç yetiremedikleri takdirde oruç tutmayı tavsiye etmiştir, Ne O, Ne de ilim ehli istimnâya yönlendirmemişlerdir.

Buna göre Teşvik edilen bu ikisidir istimnâ değildir.

Kişi kendini Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in bu teşviklerine sevk etmeli, istimnâ’dan kaçınmalıdır.

İstimnânın hükmüne gelince: Zikrettiğim gibi ilim ehli ihtilaf etmiştir.