Kategori arşivi: Tefsir

Tefsir

EBÛ BEKİR SEFİLE REDDİYE “İMÂM ABDULLÂH BİN AHMED MÜDAFAASI”

بسم الله الرحمن الرحيم
Allâhdan bu yazımda niyetimi ıslah etmesini ve bunu yanlizca kendi rızasına has kılmasını diliyorum.
Ebû Bekir Sifilin, İmâm Abdullâh bin Ahmed (rahimehullâh) hakkında ki ifadeleri özetle şöyledir: “Bidat ehli, Mucessime ve Müşebbihe.”
Allah onun yalancı olduğunun şahididir.
İMÂM EL HÂFIZ ABDULLAH BİN AHMED :
İsmi : Abdullâh bin Ahmed bin Hanbel eş- Şeybâni.
Künyesi : Ebû Abdurrahmân.
Meşhur İmâm Ahmed bin Hanbelin oğlu.
Doğum: Hicri 213 yılında doğdu.
Vefât : Hicri 290 yılında vefat etti. (77)
Âlimlerin Onun Hakkındaki sözleri :
İbn Ebî Hâtim şöyle demiştir: Banâ babasının Mesâili’ni ve İ’lelu’l Hadîsi’ni yazdı, Sadûk ve Sikâ birisidir. (el Cerh ve Tâdil)
Hâtip el Bağdâdi dedi ki : Sikâ, Sâbit ve Fehm (Kavrayışı kuvvetli) biriydi. (Târihu Bağdâd)
İmam Ahmed dedi ki : Ebu Andurrahman (yani oğlu abdullah) çok ilim elde etti/öğrendi (Târihu Bağdad)
Zehebi dedi ki : İmam, Hâfız, Bağdat’ın muhaddisi ( Siyeru Alâmin Nubelâ)
İmam Nesâi ; Sikâdır (Tesmiyetuş Şuyûh)
Darakutnî dedi ki : Sikâ ve Sebttir. (Suâlatus Sulemî)
Ebû Bekir el Hallâl dedi ki : Kendisi Sâlih doğru sözlü ve utangaç (hayalı) birisiydi (tabaktul hanabile)
————-
Bunlarla birlikte Abdullâh bin Ahmed rahimehullah hakkında gerek eşarilerden gereksede ehli sunnetten senâ edildiğine dair nakiller vardır. Abdullah rahimehullâh Babası İmam Ahmed,Yahya bin Main,Süfyan bin Veki, Ebu Bekr ve Osman bin Ebî Şeybe ve daha nice büyüklerimizden ders almış ve onlardan rivayette bulunmuştur. Yine Ondan Meşhur İmam Nesâi , Hallâl, Ebul Kâsım el Beğavi gibileri ve daha niceleri rivayet etmiştir.
Büyük alimlerimize onun hakkında sorulmuş, onlar da onu ancak hayırla , Çokça ilim, Doğru sözlülük, Kuvvetli Hafıza, Rivayetlerinin çokluğu, güvenilirliği ve Salihliği ile vasfetmişlerdir.
Allah İmâm Abdullah’a merhamet etsin.
Bidat ehlinin Belini büken Kitâbu’s Sunne ve Osman radıyallahu anhın faziletlerine dair kitap telif etmiştir.
Ebû Bekir sifil ve onun gibi eşşeklerin anırmaları ancak Ebu Abdurrahmân’ın kalemiyle onların hakkından gelmesi sebebiyledir.
Allah sünnet imamlarına dil uzatmaktan bizleri Muhafaza etsin ve onlara tân edenleri, iftira edenleri bununla bidate davet edip eserleri geçersiz kılmayı murâd edenleri burunları üzerinde cehenneme atsın. âmin.
-Ebu Abdullâh er-Ruhâi –
الحمدلله رب العالمين .

ŞAHSÎ GÖRÜŞDEN SAKINDIRMA 1 “KUR’ÂN”

بسم الله الرحمن الرحيم

Ebû Ubeyd Kasım bin Sellâm (رحمه الله) “Fedâilul Kuran” kitabının ” Kur’an’ı şahsî görüş ile Tefsîr etme, bunun kerih görülmesi ve bu konudaki sakındırmalar bâbın da şöyle rivayet etmiştir: “

أَنَّ أَبَا بَكْرٍ الصِّدِّيقَ، سُئِلَ عَنْ قَوْلِهِ: {وَفَاكِهَةٌ وَأَبًّا} [عبس: ٣١] فَقَالَ: أَيُّ سَمَاءٍ تُظِلُّنِي، أَوْ أَيُّ أَرْضٍ تُقِلُّنِي إِنْ أَنَا قُلْتُ فِي كِتَابِ اللَّهِ مَا لَا أَعْلَمُ؟

Ebû Bekir es Sıddık radıyallahu anh’a abese süresinden bir ayet hakkında soruldu dedi ki :

Allah’ın kitabı hakkında bilmediğim birşeyi söylersem hangi semâ beni gölgelendirir , hangi arz beni taşır.

أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ، قَرَأَ عَلَى الْمِنْبَرِ {وَفَاكِهَةٌ وَأَبًّا} [عبس: ٣١] فَقَالَ: هَذِهِ الْفَاكِهَةُ قَدْ عَرَفْنَاهَا، فَمَا الْأَبُّ؟ ثُمَّ رَجَعَ إِلَى نَفْسِهِ فَقَالَ: إِنَّ هَذَا لَهُوَ التَّكَلُّفُ يَا عُمَرُ

Ömer bin Hattâb radıyallahu anh minberin üstünde iken “fâkihetun ve ebbe” ayetini okudu ve dedi ki : Biz bu Fâkihe’yi öğrendik peki ya Ebbe nedir ? sonra nefsine döndü ve dedi ki : Bu (bilmediğin şeyi söylemek) senin kendini bir (âhirette hesap) yükünün altına sokmandır ey Ömer!.

سَأَلَ رَجُلٌ ابْنَ عَبَّاسٍ عَنْ {يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ أَلْفَ سَنَةٍ} [السجدة: ٥] ؟ فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ: فَمَا {يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ} [المعارج: ٤] ؟ قَالَ الرَّجُلُ: إِنَّمَا سَأَلْتُكَ لَتُحَدِّثَنِّي. فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ: «هُمَا يَوْمَانِ ذَكَرَهُمَا اللَّهُ فِي كِتَابِهِ، اللَّهُ أَعْلَمُ بِهِمَا» . فَكَرِهَ أَنْ يَقُولَ فِي كِتَابِ اللَّهِ مَا لَا يَعْلَمُ

Bir Adam İbn Abbas’a sordu “Mikdârı bin sene olan bir günde” ayetini sordu İbn Abbâs radıyallahu anh’da ona” Mikdârı Elli bin sene olan bir günde” ayetini sordu. Adam dedi ki : Ben sana bana anlatasın diye soruyorum! (sende bana mı soruyorsun) İbn Abbâs radıyallahu anh dedi ki : Bunlar iki Ayrı gündür Allah onları kitabında zikretti manalarını Allah bilir. Böyle diyerek Allah’ın kitabı hakkında bilmediği birşeyi söylemeyi kerih gördü.

قَالَ رَجُلٌ لِسَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ: أَمَا رَأَيْتَ ابْنَ عَبَّاسٍ حِينَ سُئِلَ عَنْ هَذِهِ الْآيَةِ {وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ النِّسَاءِ إِلَّا مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ} [النساء: ٢٤] فَلَمْ يَقُلْ فِيهَا شَيْئًا، فَقَالَ سَعِيدٌ: كَانَ لَا يَعْلَمُهَا

Bir adam Said bin Cubeyre dedi ki : İbn Abbası gördün mü ona bir ayet hakkında soru soruldu ve o ayet hakkında hiçbir şey demedi : Said dedi ki : O onu bilmiyordu.

عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيِّبِ، ⦗٣٧٧⦘ أَنَّهُ كَانَ إِذَا سُئِلَ عَنْ شَيْءٍ مِنَ الْقُرْآنِ قَالَ: أَنَا لَا أَقُولُ فِي الْقُرْآنِ شَيْئًا

Said bin El Museyyibe Kur’andan bir ayet hakkında soruldu zaman derdi ki : Ben Kur’an hakkında hiçbir şey demiyorum.

Not İbnul Museyyib radıyallahu anh başka bir sefer de : Bana Kur’an ayetleri hakkında sormayın demiştir.

عَنِ ابْنِ سِيرِينَ، قَالَ: سَأَلْتُ عَبِيدَةَ عَنْ شَيْءٍ مِنَ الْقُرْآنِ فَقَالَ: اتَّقِ اللَّهَ، وَعَلَيْكَ بِالسَّدَادِ، فَقَدْ ذَهَبَ الَّذِينَ يَعْلَمُونَ فِيمَ أُنْزِلَ الْقُرْآنُ

İbni Sîrîn dedi ki : Abîde’ye bir ayet hakkında sordum dedi ki : Allah’tan kork ve doğruluk üzere ol şüphesiz ki ayetlerin hangi olay hakkında indiğini bilenler gittiler (öldüler)

__________________________________________

Bu konuda rivayetler çoktur Kur’an tefsiri yapan Mücahid, Katade, Şabi yada diğer alimlerden ancak Sahabeden yada Nebî Sallallahu aleyhi ve sellemden isittiklerini söyledikleri nakledilmiştir.

Bunâ binâen Kur’an kerim Hakkında Şahsi görüşlerini göre tefsir, Tevil yapıp istidlal yapanlar büyük bir sapkınlık içindedirler.

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem böylesi kimseler hakkında Hasen Sahih bir hadiste şöyle buyurmuştur:

فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ

Ateşte ki yerini hazırlasın.

(Tirmizi)

الحمد لله رب العالمين